Tüm dünyada stablecoin’lerin önemli hacimlere ulaşmasına zaten alışkındık. Fakat regülatif belirsizliğin yavaş yavaş ortadan kalkması, Stripe gibi bir ödeme devinin bu alanda yaptığı tarihindeki en büyük satın alım ve önce PayPal sonra diğer fintech’lerden gelen gelişmelerle gözler iyice stablecoin’lere çevrildi.
Bu yazıda stablecoin’ler nasıl başladı sorusuyla giriş yapıyor, metriklerle bugün geldiği noktayı, nasıl çalıştıklarını ve türlerini, regülasyona dair son gelişmeleri, Türkiye pazarını, fintech’lerin ilgisini ve gelecek senaryolarıyla kapatıyoruz.
Stablecoin’ler nasıl başladı, bugün nereye geldi?
Kripto para ekosisteminde fiyat hareketliliği yani volatilite, benimsenmenin önündeki en büyük engellerden biri olarak görülüyordu. Görülüyordu diyorum çünkü stablecoin’ler bu sorunu uzun bir süredir -belirli bir açıdan- çözüyor. Adından da anlaşılacağı üzere “istikrarlı” olmaları hedeflenen bu dijital varlıklar değerlerini çoğunlukla bir fiat para birimine -hatta Amerikan dolarına-, veya emtia gibi başka bir sabit varlığa endeksleyerek kullanıcılarına güvenilir bir liman sunuyor. Stablecoin’lerin en yaygın kullanım alanı, kripto para piyasalarında ‘bekleme odası’ görevi görmekken zamanla para transferi aracılığı görevi görmeye de başladılar.
Bugün stablecoin’lerin geldiği yeri daha iyi gözler önüne serebilmek adına bazı istatistiklerle devam edelim:
- Eylül 2024 itibarıyla stablecoin’lerin toplam piyasa değeri yani piyasada bulunan varlıkların toplam değeri 172,8 milyar dolara ulaştı, bu aynı zamanda toplam kripto paralar pazar büyüklüğünün yaklaşık yüzde 10’unu oluşturuyor.
- Bütün zincirleri topladığımızda aylık 27 milyon tekil kişinin, stablecoin transferlerine dahil olduğunu görüyoruz. Evet hem büyük bir sayı hem de tek başına örneğin Güney Amerika’nın neobank’i Nubank’in bile gerisinde.
- 2023 yılında stablecoin’lerin toplam işlem hacmi 20 trilyon doların üzerindeydi, tam 3,5 milyar adet transfer yapıldı. İşlem hacmindeki büyüme oranı ise 2024’te yüzde 50 oldu.
Biraz detay olacak ama bu noktada altı çizilmesi gereken önemli bir konu var. Piyasada dolaşımdaki stablecoin’ler her biri için fiat para karşılığı rezervde duran gerçekçi bir metriği temsil ediyor. Ama aynı şeyi işlem hacmi için söylemek zor. Çünkü bu hacmin önemli bir bölümü de ödemeye aracılık etmek için değil, trading bot’ların otomatik işlemlerinde kullanılıyor. Bu konuda Visa’nın önemli bir araştırması var. O araştırmada da her 100 dolarlık stablecoin işlem hacminin 20 dolarının gerçek manada bir ödeme işlemi için yapıldığını belirtiyorlar.
Peki nasıl çalışır?
Peki stablecoin’ler nasıl çalışır? Stablecoin’lerin temel çalışma prensibi seçilmiş kullanıcıların (bunlar çoğu zaman şirketler, belirli kontrol mekanizmalarından da geçiyorlar) itibari para birimlerini (örneğin dolar) bir ihraççıya (issuer) teslim etmesiyle başlar. Kullanıcı, verdiği miktara eşdeğer (çok küçük komisyon farkları olsa da şimdilik gözardı edelim) bir stablecoin alır ve bu token, blokzincir üzerinde transfer edilebilir hale gelir. İhraççı, kullanıcıdan aldığı itibari parayı bir bankada ya da güvenilir bir rezervde tutar. Bu rezerv, stablecoin’in değerini garanti eder ve kullanıcıların ihtiyaç halinde stablecoin’i tekrar itibari paraya çevirmesine olanak tanır. Biz son kullanıcılar ise kişiden kişiye, halihazırda piyasada dolaşımdaki stablecoin’leri alıp satarız.
Farklı stablecoin türleri bu temel prensibi kendi yöntemleriyle uygular. Fiat destekli stablecoin’lerde rezervde doğrudan nakit veya nakit benzeri varlıklar tutulur. Kripto destekli stablecoin’lerde ise ihraç edilen tokenlerin değeri, aşırı teminatlandırma ile blokzincir üzerinde saklanan kripto varlıklarla güvence altına alınır. Algoritmik stablecoin’ler merkezi bir rezerv yerine arz-talep dengesini algoritmalar ve akıllı sözleşmelerle sağlar, ancak bu modelin istikrarı zaman zaman sorgulanır.
Regülasyonlar ne yönde?
Bu sistem hem hızlı hem de güvenilir bir dijital ödeme çözümü sunarken, aynı zamanda blokzincir teknolojisinin sunduğu şeffaflık ve sınır ötesi erişim avantajlarını da beraberinde getirir. Blokzincirin doğası gereği gelen şeffaflık son kullanıcıların transferlerinde hep vardı; yıllar içinde regülasyonların gelişmesi ve bu stablecoin ihraççısı şirketlerin büyümesiyle (bazıları artık ABD’de halka arz etmeye hazırlanıyor), ‘proof of reverse’ gibi toplanan fiat paraların nerede ve nasıl tutulduğuna, ne kadar gelir getirdiğine dair daha şeffaflık da söz konusu olmaya başladı. Regülasyonlarla devam edelim…
En başta da söylediğim gibi regülasyonlar da son dönemde stablecoin’lere dair belirsizliği azaltan bir seyirde. Avrupa Birliği’nde bu yıl devreye giren MiCA (Markets in Crypto-Assets) düzenlemesi, stablecoin ihraççılarına yönelik kapsamlı yükümlülükler getirdi. Bu düzenleme, yeterli rezerv bulundurulması, token sahiplerine itfa hakkı tanınması ve varlıkların korunmasını zorunlu kılıyor.
Birleşik Krallık ise Finansal Hizmetler ve Piyasalar Yasası kapsamında fiat destekli stablecoin’leri düzenleme altına almayı hedefliyor. Bu yasayla birlikte ihraççıların varlık destekleri ve tüketici koruma standartlarına uyması gerekecek. Bank of England, stablecoin’lerin ödeme sistemlerindeki sistemik risklerini ele alan düzenlemeler üzerinde çalışıyor. ABD’de ise stablecoin regülasyonları konusunda net bir çerçeve olmasa da malumunuz yeni yılla beraber pozitif yönde haberler duymamız olası.
Türkiye ne durumda?
Ülkemizde de stablecoin’lerin yaygınlığı malumunuz. Hatta Chainalysis’in yayımladığı The 2024 Crypto Spring Report isimlere rapora göre, ülkelerdeki stablecoin alımlarının gayrisafi yurt içi hasıla (GDP) ile oranlamasıyla elde edilen sıralamada Türkiye açık ara birinci sırada geliyor.
Türkiye’deki finans dünyasının dünya geneliyle kıyasladığımız teknoloji ve inovasyon konularındaki başarısı tartışılmaz. Yerel finansal teknoloji ekosistemimize stablecoin’lerin entegre edilmesinde bugün görünen ve görünmeyen çok sayıda fırsat olduğunu düşünüyorum. Stablecoin’leri ve Türkiye pazarını düşündüğüm zaman aklıma gelen başlıca fırsat konularının başında Türkiye’nin sınır ötesi ticaret ödemeleri geliyor. Uzun vadede önünün açılmasıyla stablecoin’lerin bir ödeme aracı olarak kullanılması, aslında birer yatırım enstrümanına dönüşmelerini sağlayacak; getiri sağlayan modeller diğer ilk aklıma gelenler.
Stablecoin’lerin masaya getirdiği değer önerileri
Peki bu kadar konuştuk, stablecoin’lerin ülke ya da kullanım alanı fark etmeksizin ana değer önerileri nelerdir diye düşünebilirsiniz. Bu noktada da maddeler halinde gitmek gerekirse:
- Çok daha hızlı ve çok daha düşük maliyetli ödeme altyapısı sunması, hem de global olarak. Dolayısıyla mikro ödemeleri ve kesintisiz işlemlere de olanak tanıması.
- Blokzincir teknolojisiyle beraber gelen şeffaflık ve güven.
- DeFi ve web3 ekosistemine köprü olabilmesi.
- Akıllı sözleşmelerle kolay otomasyon, AA (Account Abstraction) gibi teknolojiler sayesinde yüksek cüzdan kontrolü.
- Yine blokzincir sayesinde kolay ve standart bir entegrasyon süreci.
Fintech’lerin yoğun ilgisi
Hemen yukarıdaki tüm bu maddelere ek olarak rekabet avantajı yakalamak ve web3’ün milyonlarca kişilik komünitelerine erişerek yeni kullanıcı kazanmak fintech’ler için stablecoin’leri daha da anlamlı kılıyor.
PayPal’ın PYUSD’yi lanse etmesinin ardından N26 de bu konuda çalışmalarını hızlandırdığını, teknik altyapı noktasında seçimlerini yaptığını paylaştı. Bu noktada diğer büyük cüzdan uygulamaları ve fintech’lerin de stablecoin büyümesine kayıtsız kalamayacağı rahatlıkla düşünülebilir.
Henüz halka açılmasa da100 milyar dolara yaklaşan değerlemesiyle günümüzün en önde gelen fintech’lerinden Stripe, tarihindeki en büyük satın almaya imza atarak stablecoin işlemlerine API katmanında aracılık eden Bridge’i 1 milyar dolara satın aldı.
Bridge, stablecoin’lerin bir ödeme aracı olarak kullanılmasında Plaid’e benzer, gelişmiş ve global bir altyapı katmanı sunuyor, sistemin daha kolay kullanılması için fiat paraya geçiş seçenekleri de dahil olmak üzere. Stripe’ın bu hamlesi şirketin özellikle geliştirici deneyimindeki liderliği, küçük ve orta işletmeler özelinde pazarın en büyük oyuncusu oluşu ve Amazon gibi çok güçlü iş ortaklıklarıyla beraber büyük/dev şirket segmentinde de hızla büyüdüğünü düşünecek olursak, stablecoin pazarı için bu satın alma haberi kulağa fazlasıyla heyecan verici geliyor.
Gelecek senaryoları ve kapanış
Şimdi biraz toparlayalım. Stablecoin’lerin nasıl üretildiğinden kullanım şekillerinin nasıl evrildiğine, türlerinden fintech’lerin ilgisine kadar çok sayıda konuya değindim. Ürün-pazar uyumunu yakalamış bu ürün, ki adına web3 dediğimiz kripto dünyasında bu uyumu hype ve dönemsellikten bağımsız olarak yakalamak bir hayli güç, kullanıcıların çok net problemlerine kullanımı kolay ve entegre bir çözüm getiriyor.
Bugünden sonra stablecoin’lerin hayatımızdaki yerinin her geçen gün artacağını düşünüyorum. Grafiği aşağı yönlü indirebilecek belki de tek konu regülasyon, daha detaylı olarak ele alırsak Merkez Bankası Dijital Para Birimleri’yle (CBDC’ler) rekabet mi yaşanacak yoksa entegrasyon mu sorusuydu, orada da şimdilik tablo pozitifi duruyor.
Ethena (platform 3 milyar dolar kilitlenen varlık barajını kısa bir süre önce aştı) gibi gelir getiren stablecoin alternatifleri (yield farming), risk iştahı ve coğrafyalara göre birden çok büyük oyuncuya ev sahipliği yapabilecek bir kategori. Aynı zamanda ‘enflasyona göre ayarlanmış stablecoin’ gibi yenilikçi modeller özelinde de önemli fırsatlar var. Örneğin ben size her ay 100 dolar değil, 100 xUSD gönderiyorum ve bu da o ayın enflasyonuna göre sizin 100 dolar karşılığını almanıza yarayan bir para birimini temsil ediyor gibi düşünebilirsiniz. Aslında bir anlamda ‘programlanabilir paradan’ söz ediyorum. Üstelik Account Abstraction teknolojisi sayesinde programladığımız paranın sahipliğini ve nereden saklanacağını da programlayabilir, çok çeşitli yenilikçi fikirler ortaya çıkarabiliriz.
Regülasyonların ilerlemesiyle Amerikan dolarının yanına euro gibi farklı para birimlerine bağlı stabelcoin’ler de eklendi. Burada maden ve farklı yatırım enstrümanlarının, yukarıda bahsettiğim yazılımla kontrol edilebilen çeşitli alternatifler de dahil olmak üzere hayatlarımıza orta vadede güçlü bir giriş yapacağına inanıyorum.
Diğer yandan fintech’lerin oyuna dahil olmasıyla mikro ödemeler, global B2B ödemeler ve daha önce operasyonel zorluklarla yeterince aktive olamamış para koridorlarındaki ödemeler stablecoin’lerle hızlanacak, ucuzlayacak ve kolaylaşacaktır.
(っ◔◡◔)っ ♥ KAYNAK ♥